31 Mart 2010 Çarşamba

Gün altmış dört: Çin işi Japon işi




Önce duyuru: Arkadaşım Bora Küçükyılmaz "Yağmur" isimli şarkısıyla piyasaya giriş yaptı. Albümü de yarın çıkıyor. Belki hoşunuza gider de alırsınız diye bugünden yazıyorum.

Sonra da bugünkü kılığımın nedeni: Cuma günü Soda İstanbul'da açılacak Miru Kim sergisini görünce aklıma geldi.

30 Mart 2010 Salı

Gün altmış üç: Dergi okumayı sever misiniz?



Size Eskişehir'in Motto dergisinde benimle üç sayfa bir röportaj yapıldığını söylemiş miydim? Dergi elime yeni ulaştı. Bir sürü foto ve çok güzel sorular vardı.

Şimdi hazır konusu da gelmişken, size sorasım geldi. En beğendiğiniz moda / kadın dergileri hangileri?

Süre başladı. Cevap sınırsız =)

29 Mart 2010 Pazartesi

Gün altmış iki: Sıfır



Yazacak hiçbir şey bulamadım. Biraz canım sıkkın. Bunun ilk nedeni,en önemlisi olmasa da durmadan yağan yağmur. İkincisi, elbette, erkek arkadaş sorunlarım. Sonuncusu ve bedenimi esir alanı da bir türlü durmayan hapşuruklarım.

Bu yüzden yataktan çıkamadım. Gördüğünüz kitabı okumaktayım. Murathan Mungan "Erkeklerin Hikayeleri". Evde yaymak bütün planım. Biraz da dizi izlesem diyorum varsa önerisi olan.

28 Mart 2010 Pazar

Gün altmış bir: Güzel hava




Dikkat ettim de bütün ruh halimiz havaya bağlı. Bir saat az uyudum bugün, ama hava güzel olunca umrumda değil. Plansızım. Hadi bugün siz bana bir şeyler önerin! Ama lütfen içinde sahil, parklar ve yeşillik olsun.

27 Mart 2010 Cumartesi

Gün altmış: Vogue çıktı




Hava güzel olunca elbette ceketter, hırkalar, paltolar atıldı. Bugüne rengarenk kontenjanından katılmaya karar verdi. Çoraplar Penti, kemerler pazardan alma, ayakkabım Rocket Dog.

Galata'daki moda dükkanı La Mariquita'nın açılışına gidiyorum. Sonrasına bakalım neler olur.

P.S. Vogue Nisan sayısı çıktı. Aldınız mı?

26 Mart 2010 Cuma

Gün elli dokuz: Akşama ne yapsak?




Kararım kesin. Bugün dışarı çıkıyorum. Gündüz evde dinlenme, öğle yemeği için soyalı tavuk, planlarından sonra önce Zeynep Erdoğan & Ayşe Deniz Yeğin dükkan açılışına, sonra da ver elini Asmalı Mescit Oldies & Goldies @ Klub Karaoke,White Rose Movement & Wufi @ Babylon ya da Archie Shepp Quartet @ Ghetto. Bakalım bizim grup nede karar kılarsa.

25 Mart 2010 Perşembe

Gün elli sekiz: Açılışlar




Bugün dört şahane haber vereceğim size. Haftasonu programlarınızı one göre yapın.

Konumuz açılışlar. Bugün Bilstore Kanyon'da başlıyor, yarın Galata Laundromat yeni sezon; Zeynep Erdoğan ve Ayşe Deniz Yeğin Nişantaşı dükkan açılışıyla devam edip Cumartesi de yine Galata'daki La Mariquita ile sonlanıyor.

Üzerimde gördüğünüz yarın ortalarda dolaşmayı düşündüğüm kıyafetim. Nasıl?

P.S: Zeynep Erdoğan ve Ayşe Deniz Yeğin Dr. Orhan Ersek Sokak no: 29/2 Teşvikiye'de 16-21 arasında kokteyl yapacak.

24 Mart 2010 Çarşamba

Gün elli yedi: Huysuz Hayriye



Bugünkü suratımdan çıkarmanız gereken anlamlar
1. Havaya canım sıkkın.
2. Ufak bir moda çekimi için Deniz'le ikimiz sokaklara düştük.
3. Henüz Bambi'ye uğrayıp çift kaşarlı tost yiyemedim.
4. Gamze Saraçoğlu'nun bugünlere özel indiriminden kendime uygun bir kıyafet bulamadım.
5. Sarper ve Pınar bu gece Kiki'de çalacak ama çok geç saatte.

Kısacası huysuzum. Nasıl yerine gelir neşem sizce?

23 Mart 2010 Salı

Gün elli altı: Fıstık yeşili




Güneşi gördüm, paltoları, ceketleri attım. Yazlıkları çıkardım. Üzerimde gördüğünüz geçen sezon Mango'dan almış olduğum muhteşem eteğim. Aynanın karşısına geçince elbiseye pek uydu. Çoraplar da yine Penti kreasyonundan. Fıstık yeşili.

22 Mart 2010 Pazartesi

Gün elli beş: Tavşan kanı çay



Bugünün postu biraz geç çünkü güneşi görünce kendimi sokağa attım. Beşiktaş'ta Yedi Sekiz Hasanpaşa Fırını'na uğrayıp galetaları kaptığım gibi soluğu Maçka Parkı'nda aldım. Tavşan kanı çayıma galetaları banarken de akşam nereye gideyim endişesi aldı beni benden.

Son karar Garajİstanbul'da Bayrak izlemek. Daha iyi fikri olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar tıp.

21 Mart 2010 Pazar

Gün elli dört: Güneşli pazar




Pazar erkenden kalkmanın keyfini unutmuşum. Hemen gittim gazeteleri, tulum peynirimi, macar salamımı aldım. Bir de taze ekmek. İnce belli çay bardağımda kahvaltımı etmekteyim.

Öğleden sonra planımda "Feriköy'de Bir Pazar" turu, Beşiktaş'tan Kadıköy vapuru, Moda sahilinde simit var. Katılan?

20 Mart 2010 Cumartesi

Gün elli üç: Hürriyet Cumartesi alın!




Bugün Sibel Arna beni yazdı. Bugün Sibel Arna beni yazdı.Bugün Sibel Arna bu işin aslını esasını yazdı (okuyunca göreceksiniz ki bu bir "biz" projesi aslında).

Röportajdan bir kuple hemen =)

Sibel Arna: Bir siyah elbise, 180 ayrı çorapla altı ay geçireceksiniz. Neden? Ne zorunuz var? Amacınız nedir?

Begüm: Bir gün evde oturuyorduk. Hazal, theuniformproject'in sayfasını buldu. Kıza bak muhteşem, hadi biz de buna benzer bir iş yapalım, sen giyin, ben de fotoğrafları çekip yazıları yazayım dedi. Ama farkımız olsun, biz çoraplarla bu işi kurtaralım. Zaten istesek de bu kızın kılıklarını beceremeyiz diye ekledi. O gün çekime başladık. ben kameranın karşısında, Hazal arkasında, heyecan doruk noktasında.

19 Mart 2010 Cuma

Gün elli iki: Çiçek kız




Bugünün ruhuna uygun renkler içindeyim. Az önce evden çıktım, mahallede birkaç tur atıp dolabıma gerekli alışverişleri yaptım. Şimdi de balkonda ders çalışma seansındayım.

Akşamüstü Asmalı Mescit'te Hardal isimli yeni bir yer açılıyormuş. Ona bir uğriycam. Sonrasında yapmak için var mı şurası burası önerisi olan?

P.S. Bu kıyafetim Twiggy'den ilham alınarak oluşturuldu.

18 Mart 2010 Perşembe

Gün elli bir: Kate Moss severim



Bahar moduna girdim. Kazakları, paltoları, dertleri, tasaları gardrobun erişilmez yerlerine saklamaya niyetliyim. Ama tabii hava durumu bekle kış gelecek derken bunları yapmam ne mümkün.

En azından bugün, evde kendime rahat kılıklar buldum. Kimden ilham aldım diye sorarsanız Kate Moss cevabını vereceğim. Bir yandan kitap okuyup, diğer taraftan photoshop'ta fotoğraf düzeltmeleri yapmaktayım.

Mor taytım, geçen günkü beyazın aynısından. Anlayın işte ne kadar çok bayıldım!

17 Mart 2010 Çarşamba

Gün elli: Selingerie




Blog yazmanın en iyi yanı,orada burada aramadan en güzel haberlerin gelip sizi bulması. Mesela bugün L'Appart PR'da yeni couture iççamaşırı markaları Selingerie'nin lansmanı başlıyormuş. 15:00-19:00 arasında. Vakit bulursam kesin bakacağım, almak olmazsa fikir edinmek niyetine.

P.S. Bugünkü kılığım şundan esinlendi "akşama evde parti verecek olsam neye benzerdim"

16 Mart 2010 Salı

Gün kırk dokuz: Güneş ruhumun gıdası!



Hava süper. Penti'nin yeni sezon tayt modellerinden birini çektim (Çok da güzel hakkaten). Nişantaşı den Cafe'de hem güneş altında oturup, hem de bilgisayar başında iş yapmak niyetindeyim.

Bugün özene bözene giyindim. Nolur doğru yoldasın diyin =))

15 Mart 2010 Pazartesi

Gün kırk sekiz: Sandviç yemek istedim


Bugün hava güzel olunca attım kendimi sokağa. Tam bizim kızlara da telefon ediyim öğle yemeğini New York usulü parkta yiyelim diyecektim ki, telefonun evde kaldığını farketmez miyim? Aferim bana.

Bu yüzden beni telefon kulübesinde görmektesiniz. Selen'in numarası neyse ki ezberimde. Burdan Mesta Sandwiches& Treats'e uğrayıp gerekli malzemeleri alıp günü sokakta fotoğraf çekerek geçireceğim. Cihangir'de şunu yapmak şart önerilerinizi beklerim =))

14 Mart 2010 Pazar

Gün kırk yedi: Balık yiyesim var



Dün kendini çok tekrarlıyorsun diye bir yorum gelmiş. Haklısınız. İyice düşündüm. Az önce dergilere stilistlik yapan arkadaşım Hande'yi aradım. Bana fikir lazım dedim, bir iki gün ziyaretime gelir misin =) Bu hafta beraber çalışıcaz yaratıcı kombinleri bekleyin!!!

Bugün napıcaksın diye sorarsanız, canım balık istiyor. Ya gidip Eminönü'ndeki sandallardan alıcam, ya da pazardan hamsileri kapıp evde yapıcam. Ne dersiniz, güzel balık / balıkçı önerileri olan?

13 Mart 2010 Cumartesi

Gün kırk altı: Jimnastik




Sabah kalktım. Hava muhteşem. Hemen gerekli malzemeleri toplayıp (lastik pabuçlarım ve deri ceketim oluyor) evin yanındaki parka koştum. Spor salonlarına gidecek paramız yoksa, sağlıklı hayattan geri kalacak değilim.

1 gibi Taksim'de olup bir moda çekiminde asistanlık yapacağım. Dörtten sonra da bol vaktim var. Ne yapsam o civarlarda, var mı önerisi olan?

12 Mart 2010 Cuma

Gün kırk beş: Elektrik kesintisi




Bugün biraz geç kaldım. Özür dilerim. Sabah kalktım elektrikler kesilmiş, meğer onca fatura arasında bunu atlamışım. Dokuzda Talimhane'ye (pantalon ve kazakla) yollandım. 34.76 TL'lik faturamı ödedim, dönüşte Çılgın Dürümcü'den dürümümü de aldım. Yarın The Hall'deki Insomnia by Beck's vol:2 Seventies partisi için Garde Robe, Atlas Pasajı ve Terkos'a bakındım. Bir şey bulamadım. Az önce eve geri geldim.

Şimdi izim verirseniz biraz dinlenip dergi okumak, sonrasında da televizyondaki programlara takılmak niyetindeyim. Gece şunlardan birini beğenip gideceğim. Ya sizin planlarınız nedir?

11 Mart 2010 Perşembe

Gün kırk dört: Karaoke!!




Xoxo. Dün Asmalı'da dolaşırken karşıma çıktı. Yeni, bedava, ortalıkta dolaşacak aylık dergiymiş. Ben aldım. Özellikle müzik konusunda kendimi geliştirdim.

Bunun üzerine de üç beş arkadaşımı arayıp akşam Coctail Night için Club Karaoke'ye gidelim dedim. Ben şimdiden denemelere başladım. Bu da sorum: Karaoke'de hangi şarkı söylenir?

10 Mart 2010 Çarşamba

Gün kırk üç: Ayakkabı delisi



Bugünkü ruh halim: Yandan çarklı. Yani güzel. Azıcık güneş çıktı diye. Birazcık da Le Cool mail kutumu düşünce.

Bakın böyle giyindiğime, birazdan çıkıp No:39'daki ayakkabılara bakıcam, Nizam Pide'de Sinem'le buluşup kıymalı kaşarlı yiycem, sonra da fotoğraf çekimlerine yardım için stüdyoya gidicem. Akşam programında Garaj İstanbul'da Histanbul var.

9 Mart 2010 Salı

Gün kırk iki: Kitap, ıhlamur, koltuk.




Havaya bak. Rezalet. Dünden beri deprem, yangın haberleriyle çalkalanıyor televizyonlar zaten. Bugün hiçbir şey yapasım yok.

Dün gece Oscar'ları izlemeyi başardım.Kate Winslet, Penelope Cruz,Chalize Theron, Hilary Swank'ın elbiselerine bayıldım. (Hoş Hillary çok açık giyinmiş, nerde bende o cesaret ama) Yazın evlenen kuzenim için birinden birini diktirebilirim.

Bugün madem hava bu kadar boğucu, evde ıhlamur eşliğinde Canan Tan'ın "Aşkın Sanal Halleri" kitabına başliyim diyorum. Eğer sararsa saatlerce koltuktayım.

8 Mart 2010 Pazartesi

Gün kırk bir: Kadınlara indirim!



8 Mart Kadınlar Günü kutlu olsun! Bugün herkesin içi neşe, sevgi dolsun =)
Ben az sonra evden çıkıp Makro'da bugüne özel %50 indirimden el ve yüz kremleri kapıcam (indirim sadece kadınlara özel ürünlerde geçerliymiş). Sonra da Galata Laundromat'taki Öykü Thurston çantalarının %40 indirimine bakıcam.

Madem hava kötü, akşama kızları bana topladım. Menüde bolonez makarna üstüne tiramisu düşünmekteyim. Salata, sebze, haşlamaya bugün veda =))

7 Mart 2010 Pazar

Gün kırk: Sahil turu



Pazar günü bundan daha güzel başlayamazdı. Evde hafif acılı biberli menemen, taze sıkılmış portakal suyu, bilgisayarımda Great Expectations filmi. Muhtemelen yüzüncü kez ama yine de güzel. Penti'den hediye gelen Turuncu çoraplarımı giydim. İçim daha da açıldı.

Günün devamında Ortaköy'e inip Hisar'a kadar yürüme planındayım. Bahar havası gelmişken, sokakta olma şansı kaçmaz.

P.S: Dün Minimüzikhol'de beni görenler elbisen nerede dedi (o sırada başka bir siyah elbise giymekteydim) Evde diye cevapladım =). 24 saat de olmaz di mi ama?

6 Mart 2010 Cumartesi

Gün otuz dokuz: Düğün elbisesi



Hava güzel diyerek kalkıp hazırlandım. Ben evden çıkana kadar bulutlar gelmiş yine. Cumartesi sabahı enerjisiyle dopdolu, yola çıktım.

Öncelikle çekim.Dergi için.Giderken Marmara Büfe'den aldığım çift kaşarlı tostu yiyeceğim (nar+portakal da fena olmaz sanki yanında). Öğleden sonra da Bebek Midnight Express'te düğün için elbise beğenme seansı. Kuzenim evleniyor. İki hafta sonra. Annem güzel giyin diyerek beni uyardı.

Ne renk giymeliyim, fikri olan?

P.S. Yaprak Aras bugünkü Sabah Cumartesi'de beni yazmış. Heyecan. Heyecan. Teşekkür. Heyecan =)))

5 Mart 2010 Cuma

Gün otuz sekiz: Cuma programı


Koko misafirliğe geldi. Dünden beri onu kucağımdan bırakamadım. O kadar sevimli ki size anlatamam. Az sonra annesiyle beraber yanımdan ayrılacak, ben de bugün yapmam gerekenler listemi uygulamaya koyacağım.

1. California Nail barda manikür.
2. Migros'tan ev alışverişi.
3. Anne, dede, Billur'a telefon.
4. Çantamın İçindekiler'den tiyoları al.
5. Akşam yemeği Helvetia'da, içkisiz.
6. İksv'de !DelaDap konseri. Gitmek şart.

4 Mart 2010 Perşembe

Gün otuz yedi: Ödülümü aldım



Ses Seda 7 yaratıcı blogger ödülünden birini bana vermiş.
http://ses-seda.blogspot.com/2010/03/yaratc-blogger-odul-toreni.html

Pek memnun oldum.
Şimdi benim de 7 isim vermem gerekiyormuş.
Ona daha da memnun oldum.
Hemen yazalım o halde:

1. Urban Confessions
2. Yaz Kurtul Yap Kurtul
3. Fashion at Eye
4. Iconjane
5. Chics On Speed
6. Jiklet
7. Zelfist

Kendim hakkımda sevdiğim 7 şeye de gelelim

1. Pembe çorap
2. Sarı çorap
3. Leopar çorap
4. Dolma sarabilmek
5. Kısa etek
6. İnat etmek
7. Sevgilim

3 Mart 2010 Çarşamba

Gün otuz altı: Havaya bak!!!



Sonunda bahar geldi. Böyle bir hisse kapıldım bugün balkona çıkınca. O yüzden kimsenin dediklerini önemsemeden çektim kısa çorapları. Zaten oldum olası kış aylarını sevmem.

Yenilenen vogue.com'a baktıktan, (zehirsiz!!) kütür kütür elmamı yedikten, Derya'yı aradıktan sonra kendimi sokaklara atacağım. Boğaz'da yürüyüş, Bebek Mangeri balkonunda yayılma. Bİlgisayar yanımda olacak. Güneşli bir havada çalışıyor olmanın zevki... Paha biçilemez!

2 Mart 2010 Salı

Gün otuz beş: Cheeseburger delisi!



Tezin bitmesine çok az kaldı. Tezin bitmesine çok az kaldı. Tezin de bitmesine çok az kaldı =).

Gördüğünüz gibi hafif daralmaya başlamış haldeyim. Bir an önce sokaklara çıksam, Teşvikiye Reassürans içinde açılmış GBK'da devasa bir burgerle kendime gelsem, üstüne hazmetmek için G-Mall'a kadar yürüyüp Sevgililer Günü filmini izlesem mi izlemesem mi diye tereddütlere girsem...

Hayatın akışına kendimi kaptırsam mı yoksa dizimi kırıp evde sekiz sayfa daha yazsam mı? Yardımmmmmm!!!!

1 Mart 2010 Pazartesi

Gün otuz dört: Kafa ütüleme



Bugün hava güzel, dedim ki kendi kendime sen öğleden sonra sokağa çık, Beyoğlu Han, Terkos ve Galatasaray'daki dükkanlarda (Mesela Lazy) biraz zaman geçir.

Ama ne mümkün. O sırada annem aradı akşama sana uğriycaz, evin toplu mu? Şimdi ortalıkta duran ütülerden başlıyorum önce işe. Göreceğiniz gibi halim şahane...