31 Mayıs 2010 Pazartesi

Gün yüz yirmi iki: Hüsran



Giyindim, süslendim; ince çoraplarımı ve eteği üzerime geçirip Bob Dylan konserine gittim. Sonuç mu? Hüsran... Önceden bilet almadığım için kapıdan bilet edinemedim, aksilik bu ya kredi kartlarını da evde bırakmışım. Eh iş üstüne tüm bu koşturmalar yorgunluğuma yorgunluk kattı. Şimdi evde bu geç buluşmanın üstüne film izleyeyim diyorum. Tavsiyesi olan?

30 Mayıs 2010 Pazar

Gün yüz yirmi bir: Ev. Sonunda!




Bugün, sabahtan beri evde dolap tasviyesi yapmaktayım. Önce beyaz peynir, domates, maydanozlu omletimi yaptım da yedim, sonra ikinci uyku seansı için TV karşısına geçtim, en sonunda da hızımı alamayıp dolaba. Meğer ne kadar çok unuttuğum kıyafetim varmış benim. Üzerimdekiler kimbilir kaç yıl öncesinden. Bu yılı da kurtarır sanki. Ne dersiniz?

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Gün yüz yirmi: Fresh


Bugün de postu geç yazmamın sebebi festival. Yurtdışındaki festivallere gidemiyorum ama yürüyerek 10 dakika da kendimi Küçükçiftlik Park'ta yapılan Miller Freshtival'e atıverdim. Öncesinde de Nişantaşı'nda açılan Kumpanya 62 davetindeydim. Neyse festivalden eve kaçıp hemen postu atmaya geldim. Şimdi geri döneceğim?

Bugün siz neredesiniz?

28 Mayıs 2010 Cuma

Gün yüz on dokuz: Bugün bitmeden




Bugün bitmeden...Turkcell Gezenzi diye bir portal kurmuş For Square'in Türk versiyonu gibi. Hemen üye olup ne neymiş öğrenicem. Akşam Sofa Otel (Nişantaşı)'de Art niyetli partiye gidicem, çok geç olmadan da evime dönüp dinlenicem. Bugün çok yoruldum ya.

Yarın Freshtival. Oley!

27 Mayıs 2010 Perşembe

Gün yüz sekiz: Müzik!



Göksel'in yeni albümünü aldım, dinlemedeyim. Haftasonu Freshtival biletlerim de tamam. Sundance ve Sunsplash kaçıyor ama müzik son gaz bu aralar.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Gün yüz on dokuz: Değişim




Madem yaz geldi. Şu şekilde düzenlemeler yapmalıyım.
1. Saçlar ya kesilecek, ya rengi değişecek, ya işte bilemiyorum bakalım.
2. Tatil planları yapılacak. Güneye mi gidelim yoksa Ege, Yunan Adaları veya Kıbrıs'a mı?
3. Gardroba birkaç yeni mal lazım. Aklımda Burcu Olgun işleri var.
4. Çanta da, ayakkabı da, oje de lazım. Nerden alsam?

25 Mayıs 2010 Salı

Gün yüz on sekiz: Yarın. Galata Moda




Yarın Tepebaşı'nda Galata Moda başlıyor. İşte size eksiksik liste: Bahar Korçan, Arzu Kaprol, Özlem Süer, Hatice Gökçe, İdil Tarzi, Mehtap Elaidi, Nejla Güvenç, Gül Ağış, Cem Lokmanhekim
Bige Ökten, Eynel Çelebi, Özlem İkiışık , Gamze Saraçoğlu, Simay Bülbül, Özgür Masur, Deniz Kaprol, Günseli Türkay , Ebru Günay, Zeynep Erdoğan, Müge Ersin , Özlem Kaya, Berna Canok, Rana Canok, Elif Cığızoğlu, Zeynep Balaban, Bihter Aida Pekin , Çiğdem Akın, Begüm Salihoğlu, Özlem Ahıakın, Founta Günem. Var mı ilginizi fazlasıyla çeken?

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Gün yüz on yedi: Moda haberleri




Bu haftanın moda haberlerinden seçmeler: Galata Moda Çarşamba günü Tepebaşı'nda başlıyor, ne zamandır almak istediğim Simay Bülbül tasarımları %50 indirimlere varacakmış. Bir haber de Bebek'ten. Miami'den gelme bir bikini firması çarşamba satış yapıyormuş. Tam yeri ve zamanı öğrenince size de bilgileri geçicem.

Bu arada Beymen Blender'ın Stylish You yarışmasına katılmayan kaldı mı?

P.S. Kıyafetim nasıl?

23 Mayıs 2010 Pazar

Gün yüz on altı: Festival!



Az sonra, yani çekim, photoshop, yarınki toplantı için fikirler listem biter bitmez, Chill Out Festivali'ne gitmek için yola çıkıyorum. Yaşasın işte, İstanbul Festival sezonu açıldı sonunda!

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Gün yüz on beş: Yağ yağ yağmur



Bugün Eminönü'ndeki The Morning Line Istanbul - Matthew Ritchie with Aranda\Lasch and Arup AGU'ya gitmek üzerine bütün planları yaptım ama yağmur başladı şimdi de. Şimdi ıslansam ne yazar diye kendimi sokağa atsam mı, yoksa daha yol yakınken bu sevdadan caysam mı?

21 Mayıs 2010 Cuma

Gün yüz on dört: Talihsizlikler




Sürekli bir talihsizlik silsilesi içindeyim bu aralar. Yukarıda gördüğünüz onlarca poz içinden makinemden son anda kurtarabildiğim. Bu çorapları rujlu, ceketli, topuklu ne şekillerde çektim. Makineye bir taktım kartı. Elimde kalan bu. Off yaa. Kime ne kötülük ettim de bunlar beni buluyor acaba?

Bu arada akşam programında Sumahan (Karaköy)'deki partiyi düşünmekteyim. Ne dersiniz? daha iyi öneriler var mı?

20 Mayıs 2010 Perşembe

Gün yüz on üç: Pembe oje!



Yağmur bastırınca ofiste kapalı kaldım. E tabii ben yaz geldi diye çoktan kışlıkları dolabın arka taraflarına kaldırmıştım. Oysa California Nail Bar'a gidip Essie ojenin binbir renginden pembesini tırnaklarıma sürdürmek niyetindeydim. Dur bakalım. Hala inancım var. Güneş çıkacak!

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Gün yüz on iki: Kanyon'a!




Bugünkü program belli. Lokal Anestezi Kanyon'da Mor ve Ötesi'ni konuk olarak alacak. ben ordayım. Arkadaşlarım da. Ay çok heyecanlı. Siz de gelecek misiniz?

Fotoğrafların sırrını çözdüm. Dedim ya makinem bozuldu diye. Objektif fish eye gibi bir halleri bürünmüş. Hemen yeni makine alıp çekimlere onla devam ediyorum. Valla bir günde tipim değişmedi.

18 Mayıs 2010 Salı

Gün yüz on bir: Londra havası




Bugün biraz dergilere göz attım. American Appareal, All Saints, Urban Outfitters, H&M sezonda neler yapmış baktım ve anladım ki benim modum Londra'ya uygun. İngilizler'in o sıradan ama şık görüntüsüne pek bayılırım. Bu yüzden bugünkü kombin İngiliz'lerden esintili. Nasıl buldunuz?

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Gün yüz on: Pazartesi!



Oley bugün pazartesi diye neden sevindiğimi merak ederseniz çeşitli nedenler sunacağım size. 1. Bugün mutluyum çünkü hava güzel. 2. Bugün mutluyum çünkü çok yakın arkadaşım Londra'dan geliyor. 3. Bugün mutluyum çünkü akşam yeni açılan tapasçı 19'a gidiyoruz. 4. Bugün mutluyum çünkü öyle uyandım. Sen bugün neden mutlusun?

16 Mayıs 2010 Pazar

Gün yüz dokuz: bisiklet



Bugün hava öyle güzel ki eve kapanmak olmaz. Selin aradı, çoktan planı yapmış. Bisikletleri kaptığımız gibi adaya geçiyoruz. Akşama da Kitchenette'de Wine Mine fine Dine. Keyifime diycek yok yani.


Sizin Pazar planınız ne?

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Gün yüz sekiz: Oyun



Sabahtan beri erkek arkadaşınla oyuna dalmışız bir baktım ki saat almış yürümüş! Hemen post başına oturduk beraber. Az sonra da evden çıkıp Boğaziçi Üniversitesi Bahar Şenliklerine doğru yola çıkacağız. Bora Küçükyılmaz'ın ilk canlı performansı olacakmış. Akşam için henüz bir plan yapmadım. Eve dönüp oyuna devam mı etsem yoksa minimüzikhole mi gitsem?

14 Mayıs 2010 Cuma

Gün yüz yedi: Bozuntu




Ya inanılır gibi değil sabahtan beri bozulan makinem mi istersiniz, patlayan borular mı,bir türlü açılmayan blogspot sayfam mı! Sonunda ben de gördüğünüz hale döndüm. Ne yapayım dedim hangi birine takacağım. Hava güzel en azından, yardım edenlerim var.

Şimdi yeni makine almak şart oldu. Sizden de öneriler rica ederim şöyle 500 TL'yi aşmadan bildiğiniz, iyi diyeceğiniz fotoğraf makineleri nelerdir?

13 Mayıs 2010 Perşembe

Gün yüz altı: Mor ve Ötesi




Ya aklıma ne geldi benim. Bu akşam Ghetto'da Mor ve Ötesi albüm lansman konseri var. Ona bilet almayı unuttum. Umarım kalmıştır. Gider de kapıdan dönersem çok üzülücem. Çok seviyorum kendilerini en çok da "Bırak Zaman Aksın" albümlerini.

Rock seviyorum aslına bakarsanız. Bayaa. Siz nerelerde rock dinliyorsunuz? Önerileriniz olur mu bana? Mask, Peyote,6:45 dışında?

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Gün yüz beş: Kadıköy'deyim



Bugün size Kadıköy Moda taraflarından post yazıyorum.İşler erken bitince kalktım ben de arkadaşlarımın yanına geldim. Üzerimde gördüğünüz gibi yaz havasına hiç de uygun olmayan bir kıyafet. Üşütüyorum sanırım, bir titreme içimde.

Daha çarşamba ama ben bugünden programlara başlayacağım için size soruyorum: haftasonu ne yapsam? Var mı eğlenceli önerileri olan?

11 Mayıs 2010 Salı

Gün yüz dört: Sinir olurum bunlara




Evet ne kadar sevimli görünsem de bugün biraz sinirliyim. Nedenlerini şu şekilde sıralayım.

Dün bir taksiye bindim. Cihangir'den Galata'ya gitmek niyetindeydim. Hadi in dedi adam sanki bu işin kibarca yakına gidemem deme şekli yok gibi. Sonra da kadının teki halı silkiyormuş, üzerime düştü mü bütün tozlar. Zaten sinirim tepemde. Yeter ya dedim evrene =)

Bugün daha iyiceyim ama size sormak istiyorum neler sizi sinir eder?

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Gün yüz üç: İş hayatı




Şimdi belki siz takip ettiniz, belki de edemediniz, bir aydır Doğuş Grubu bünyesindeki dergiler için fotoğraf çekimlerine başladım ben. Deneme süreci. Henüz.

O yüzden, bazen çok zor oluyor vakit bulmak, iki ara bir derede çekim yapıp post'ları yazmam, ondan cevaplayamıyorum o güzel mesajlarınızı bazen. Lütfen beni affedin de bugünkü kıyafetim hakkında eleştirilerinizi bildirin =))

9 Mayıs 2010 Pazar

Gün yüz iki: Mutlu yıllar anne



Annemin, senin annenin, herkesin annesinin bugünü kutlu olsun. Ben çiçeklerle anneme gittim, kahvaltıyı hazırladım, sonra da kucağına kıvrıldım. Bugün onunla. Siz neler yaptınız bu arada?

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Gün yüz bir: İn-di-rim




Daha fazla gecikmeden haberleri veriyorum: Machka'da uğur böcekli ürünlerde %50, Lastik Pabuç'ta Melissa'larda %70, Laundromat'ta %40 indirim var bugün. Bir de ek yapayım, akşam Salon İstanbul'da Multitab dinliyoruz.

7 Mayıs 2010 Cuma

Gün yüz: O Yeeee!




Üçlü basamağa geçtim. Hayacan ve şaşkınlık içerisindeyim. Bugün yüzüncü günümü kutlamak için 20-100 TL arasındaki Oye bikinilerinden bir ya da birkaçını almak için L'Appart PR'da olacağım. Sizleri de beklerler haberiniz bulunsun.

6 Mayıs 2010 Perşembe

Gün doksan dokuz: 26




Yaşıma girdim. 26 yılda çok şey örenmişim. Mesela siyahla sarı çok güzel gider, bu yılın modası çizgililer, ince kemerler, neşeli şapkalar, tozluklar, mini etekler.

Günün anlam ve ehemmiyetine uygun davranmak istedim. Dolabımdan yaşça büyük ama şık bir kılık seçtim. Ne dersiniz? 26 gibi olmuş muyum ki?

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Gün doksan sekiz: Doğum günüm




Bugün benim doğum günüm, ne sarhoşum ne de yastayım. Çok mutluyum. Blog takipçilerim 500 olmuş, sevgilim bana poloroid makine almış, arkadaşlarım, annem, kuzenlerim aramış. Babam da çok istediğim plakları dünden yollamış.

Şimda Hazal aradı, Damla'nın da bugün doğumgünü dedi, hani daha dün bahsettiğim Penti'den bize muhteşem çoraplar yollayan, duyduğum kadarıyla benim de blogumu keşfeden kız.

Onun da, doğumgünü olan da olmayan da herkesin bugünü mutlu olsun!!!

4 Mayıs 2010 Salı

Gün doksan yedi: Soket!




İnanmayacaksınız ama bugün post'umu geciktirdiğimi gören Damla (kendisi Penti'de çalışmakta) "Ne oldu çoraplar mı bitti?" diye mail atmış bana. Hakkatan de bitmişti, evde bulamadım bir türlü. Yaratıcılık ayaklarda.

Sen Nişantaşı mağazasına git ben arayıp haber veriyorum dedi. Bayıldım ya. Valla keşke her marka bu kadar dikkatli olsa. Soketlerden onar beşer aldım, dayanamadım. Yeni koleksiyon harika

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Gün doksan altı: Bahar havası



Bugün iki şey öğrendim ve çok sevindim. Burcu Olgun tasarımları bugün 18:00′de Hüsrev Gerede Caddesi, Koru Apartmanı 71/2′de gelip görenlere açılacakmış. Bir de Peter Hoogeboom’un mücevher tasarımları SODA’da sergilenmeye başlanmış. Haftaya başlamak için ne güzel haberler.

Sizin keyifler nasıl? Bahar gelince gülümsemeye başladınız mı?

P.S. Bu kız ne yapıyor diye merak edenlere hemen cevap vereyim: Bahar havasına gerekli şeyler listesi.

2 Mayıs 2010 Pazar

Gün doksan beş: Sultanahmet




Pazar ruhuna uygunum diye umuyorum ve hemen listeyi veriyorum: Etek Kop-Art, çoraplar Penti'nin yeni sezondan.

Bugün kahvaltıyı Karaköy Namlı'da yapıp, üstüne köprüden Eminönü'ne sallandık. Sultanahmet sokaklarında hava şahane. Herkesi beklerim =)

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Gün doksan dört: Peynir diyin!



1 Mayıs gösterileri var diye evdeyim sabahtan beri. Annem arayıp lütfen dedi dışarı çıkma. Çıkmadım ben de evde oturuyorum.

Çekmeceleri açtım, eski yeni bütün malları çıkardım ortaya. Bakınız elimde olan muazzam bir makine. Birazdan, sokaklar boşalınca dolaşıp fotoğraf çekmeye başlıyorum. Var mı katılmak isteyen =)