30 Nisan 2010 Cuma

Gün doksan üç: Rock'n Dark Finali!



Birsürü program varmış. Portecho İndigo'da, Replikas Peyote'de, Goodoubets Lokal'deymiş.Benim programım haftalar öncesinden belli. Rock'n Dark finali için Maslak Venue'ye gidiyorum. Kimler geliyor? Bu gece herkes nereye gidiyor?

Geceye bu kıyafetle katılıyorum olmuş diyin nolur!!!

29 Nisan 2010 Perşembe

Gün doksan iki: Falda ne çıktı?



Bir arkadaşım Taksim'deki Melekler Kahvesi'ne götürdü beni. 2010'da evleniyorum, çok önemli olmayan bir iki hastalık atlatıyorum ve yurdışında yaşamaya başlıyorum. Dedikleri bunlar.

Ben de fala inanmayıp falsız kalmayan biri olarak Tarot kartları aldım, arada takıldığım soruları onlara danışacağım.

28 Nisan 2010 Çarşamba

Gün doksan bir: Yolun yarısı




Üç ay önce başlamışım bu projeye. Bazı günler daralmışım ben ne giyicem diye, diğer günler acayip hoşuma gitmiş sokaklarda dolaşmışım uydurduğum kombinlerle.

Penti sponsor olmuş, Hürriyet'te Sibel Arna yazmış, Yaprak Aras Şahinbaş köşesinde yer vermiş, Eskişehir sosyetesinin dergisi Motto'ya çıkmışım, NModa'da hikayem anlatılmış, blogger'lar anlatmış. Mutluyum. Yola devam. Paylaşmak istedim sadece doksan günün hikayesini.

Üzerimde gördüğünüz de Penti koleksiyonundan dantelli tayt. Çok sevdim. Başka renklerini de isterim

27 Nisan 2010 Salı

Gün doksan: Kürklü Merkür



Havaya bak yahu. Daha dün ne güzel güneş çıktı, havalar şahane diyorduk bugün yine rüzgar, nerdeyse yağmur. Kürkümü giydim, DotMarsta'da Punk Rock izlemeye hazırım. Altı kaval üstü şişhane durumları var ama o da artık stilden.

Sizin programlar nedir bugün?

26 Nisan 2010 Pazartesi

Gün seksen dokuz: Vogue Mayıs çıkmış!



Pazartesi neşem: Marla Dancer Türkan Sultan t-shirtleri yapmış, gitti gidiyor’da satıyor.Ay bayıldım. Hemen ben de sahip olmak için gerekli işlemlere başladım.

Pazartesi haberim: Vogue Mayıs sayısı bayiilerde. Almak, okumak isteyene!

25 Nisan 2010 Pazar

Gün seksen sekiz: Nişan kıyafeti




Akşama nişan var. Ne giyicem düşünme aşamasındayım. Nişantaşı Dresscholic'ten bir elbise almıştım ucuzlukta, bir tane de Elif Cızıroğlu tasarımı var elimde Beymen Blender'dan kapma. Siyah elbiseme bu gecelik veda.

Önümüzdeki hafta içinde kendisini davette nasıl giyebilirim çalışmalarına da başlayacağım. Öneriler ısrarla beklenir.

24 Nisan 2010 Cumartesi

Gün seksen yedi: Alışveriş!



Bugün programlar dizi dizi. İstanbul'un boş olmasından faydalanıp kendimi sokaklara atıyotum. Önce Cadde taraflarında alışveriş, Cassette Butik, Diesel, Miss Sixty. Biraz da ara sokaklar. Üstüne Caddebostan sahilde arkadaşlarla buluşma. Muhabbet, çimenler, mutluluk.

Akşam programı için Va Piano derler ama var mı başka öneriler? Karşının insanları?

23 Nisan 2010 Cuma

Gün seksen altı: 23 Nisan kutlu olsun!



Eski bir gelenektir, bugün küçükler büyüklerin yerine oturur. Ben de düşündüm, eğer birinin koltuğuna oturacak olsam hmmm, liste kabarık. Tom Ford, Marc Jacobs, Stella McCartney, Paul Smith, Sonia Rykiel, Vivienne Westwood olurdu.

Ya senin?

22 Nisan 2010 Perşembe

Gün seksen beş: Yazlık çorap



Ay bu çoraplara çok bayıldım. Penti'den gelen kutunun dibinde unutmuşum. Penti'den ricam dükkanda munteşem soketler gördüm, bana da gelsin bana da gelsin =)

Bu arada meraklandım ben yine, benin kaçırdığım, beğendiğiniz Penti modelleri var mı?

21 Nisan 2010 Çarşamba

Gün seksen dört: Ben çocukken



İlkokul müsamerelerimden kalma bir fotoğraf buldum, aynı şu anda gördüğünüz kıza benziyorum. Birden eski zaman canlandı aklımın içinde. Çocukken oynadığımız oyunlar. İp atlama, seksek, yakalamaç falan. Başka neler vardı ya?

Oğlanlar misket oynardı, uzun eşek, futbol.Herberaber yerden yüksek, körebe, önüm arkam sağım solum... Liste bitmez ama unuttuklarım neler?

20 Nisan 2010 Salı

Gün seksen üç: Oylarınızı beklerim




Blog Ödülleri'ne ben de kayıt olmuş ama kendilerinden mail görmeyince alınmadım sanmıştım. Meğer arada junk'a düşmüş de farkına varamamışım. İşte linkim, biraz zamanınız olursa lütfen tıklayıp da oy verin =)

http://2010.blogodulleri.com/frame/show/corap-delisi-1725

Bu arada hiç yardım almadan yaptım. Kıyafet nasıl?

19 Nisan 2010 Pazartesi

Gün seksen iki: İş görüşmesi



Bugün iş görüşmesi için bir ajansa gidiyorum. Kıyafetim, şık ama modern kontenjanından seçildi. Çoraplar elbette Penti'den yeni gelen kutunun içinden bulundu. Heyecan içerisindeyim.

Son dakika önerileri, şunu böyle yap aman sakın bunu yapma diyeceği olan var mı?

18 Nisan 2010 Pazar

Gün seksen bir: Pazar'ın rengi



Sabah Sinem aradı, pazar gününün rengi ne olur? Hemen dedim ki turuncu!!! Neden bilmem bugün neşeli, zevkli, gülümsemeli. Dün ada yolculuğumuz çok iyi geçti ondan olabilir. Bugün de Caddebostan sahildeyim. Oralardaysanız karşılaşırız belki de?

17 Nisan 2010 Cumartesi

Gün seksen: Büyükada



Bugün sevgili günü. Beni gelip alacak, Büyükada vapuruna koyacak sonra da ikimiz tıngır mıngır varacağız kıyıya. Bisiklete binip, dondurma yiyeceğiz. Hazır oraya gitmişken şunu da yap bunu da önerileri olan?

P.S: Üzerimde gördüğünüz çorap Penti Sevgililer Günü koleksionundanmış. Ben bayıldım. Kalpli, kalpli =))

16 Nisan 2010 Cuma

Gün yetmiş dokuz: Yardım bavulu



Bavulumu görünce bu kız nereye gidiyor demiş olabilirsiniz. Cevap: Hiçbir yere. Sadece artık gitmeyeceğim, yepyeni eşyalarını topladım, en kısa zamanda ihtiyacı olanlara göndermek için yollayacağım. Bu konuda bildiğiniz, kullandığınız doğru adresler var mı öğrenmek isterim. Bazılarını bir kere bile giymemiş olduğumu görmek beni ne kadar utandırıyor bilseniz.

15 Nisan 2010 Perşembe

Gün yetmiş sekiz: 80'ler!!!



Enerjim tam gaz. Söz kimin ihtiyacı varsa dağıtıcam. Bugünkü kıyafetim, 1980'lerde televizyonlarımızdan hatırlayacağınız lastik kız Yasemin'den (doğru anımsadım di mi adını?) esinlendi. 80'ler diyince de elbette aklıma Alf, kimse beni sevmiyor civcivi, Yakari, Kuzen Lary ve Balki geldi. Sizin torbada neler var? 80'lerden aklınızda kalanlar?

14 Nisan 2010 Çarşamba

Gün yetmiş yedi: Çukur da Cuma




Hazal Yılmaz'ın resimli romanında gördüm, bugün kesinlikle Çukurcuma'ya gidiyorum. Yeni bir dükkan açılmış Aslı & Jackson diye. Kız İngiltere'de moda tasarımı okuyup buraya gelmiş. Kendi işlerini satıyormuş, arada da Portabello'dan topladıklarını askılara dizmiş. Kimseler keşfetmeden benim olsun diyorum ve yola çıkıyorum. İzninizle =)

13 Nisan 2010 Salı

Gün yetmiş altı: Uykucu



Akşam onlarca dizi izlemekten dörtte ancak gözümü kapayabilmişim. Bu arada Glee kesinlikle tavsiyem.

Bugün modum gördüğünüz gibi uykucu. Azıcık daha izin verin de kendime geleyim. Siz de o arada bana kendi modunuzu söyleyin =)

12 Nisan 2010 Pazartesi

Gün yetmiş beş: Çukurcuma




Çukurcuma'da gezdik bugün Hazal'la. Tabe Kıyamet Vintagerie'de gözlükler, Özlem Ahıakın'ın dükkanı İkon'da elbiseler, yeni açılan Aslı & Jackson'da da ayakkabılar beğendim. Henüz hiçbirini alabilmiş değilim. Ama Cezayir sokağının alt kapısının olduğu cadde alışveriş cenneti olarak biline.

Kıyafetim rahat. Çok yürüdük ya yorulmayalım diye.

Bu arada sizin bildiğiniz küçük butikler nerelerde?

11 Nisan 2010 Pazar

Gün yetmiş dört: Dolap düzenlemesi



Diyeceksiniz yine yazı getirdin ama bugün evdeyim. Dolapları indirdim, kışlıkları arkalara yazlıkları önlere itelerken şunları buldum:

1. Zara'da alıp da unuttuğum, üzerimde gördüğünüz t-shirt'üm.
2. Top Shop ayakkabıları.
3. Desigual çantam.
4. Alaçatı'dan topladığım yüzükler ve kolyeler.
5. Diesel marka bikinim.

Çok mutluyum. Ne çok şey varmış unuttuğum.

10 Nisan 2010 Cumartesi

Gün yetmiş üç: Ne yapsam?



Blog Ödülleri'ne girebildim mi giremedim mi diye heyecanlı bir bekleme aldı beni. Henüz oylama seansı başlamamış.

Bugün her türlü fikre açığım. Hİç planım yok. Bu yüzden sizden yardım rica ediyorum. Ne yapsam da akşamki David Guetta'ya kadar oyalansam?

9 Nisan 2010 Cuma

Gün yetmiş iki: Limonlu dondurma



Bugün bir haber aldım. Zeynep Erdoğan, bayıldığım Zeynep Tosun,Öykü Thurston ve Yasemin Özeri ilkbahar-yaz koleksiyonları Nişantaşı Beymen Blender'da satılıyormuş. Hemen şimdi gidip bakıyorum. Ayın başında biraz harcayacak liram var.

Ondan sonra da hava güzelliğini sürdürmeye devam ederse Arnavutköy sahiline. Assk Kahve ya da Şık Latife. Bakalım. Canım fena halde dondurma çekiyor. Limonlu favorim. Ya sizin?

8 Nisan 2010 Perşembe

Gün yetmiş bir: Koşmaya gittim



Havayı falan dinlemedim, kendimi koşuya verdim.Önce çocuk parkanın çevresinde iki tur, sonra da Cihangir'e. Arkadaşım bir iki yeni butik açılmış dedi. Onlara da bakıcam, sonra da Susam'da bir burger yerim diyorum. Madem kalorileri yaktık =)

Sen napiosun bugün?

7 Nisan 2010 Çarşamba

Gün yetmiş: Rock ruhu



Size söz verdiğim gibi bugün iyileştim. Hemen cicilerimi çektim. Sabahı vitaminleri depolayarak ve Amy Winehouse dinleyerek geçirmekteyim.

Akşam programında (eğer hava yağmazsa) Nar Pera'da Rock Virus dinlemek olacak. Tabii sizin daha iyi önerileriniz yoksa.

6 Nisan 2010 Salı

Gün altmış dokuz: Huysuz




Durumun gördüğünüz gibi. Hasta. Huysuz. Sıkıntılı. Kendimi zar zor attım yataktan bu çekim için. Nolur kusuruma bakmayın. Ama yarın kararlıyım. Muhteşem bir kıyafetle karşınızda olucam.

Bu arada ne yapayım bütün gün. Fikri olan?

5 Nisan 2010 Pazartesi

Gün altmış sekiz: Üşüttüm



Hal ne ki diyeceksiniz. Bu havada. Dün sokaklarda deli divane gezince boğazlarımı şişirmişim işte. Bugün herkes t-shirt, sandalet gezinirken, ben atkılara sarındım. Üfff yaa. Suratımdan da anlayacağınız gibi canım sıkkın.

Dondurma yemek istiyorum, soğuk kahve canım çekiyor, tiramisu da fena olmaz ama bendeki hal bu. Ya siz naparsınız? Yazın da neşeleneyim biraz?

4 Nisan 2010 Pazar

Gün altmış yedi: Sahil




Sabahtan yazamamış olmamın iki nedeni var.

1. Erkenden kalkıp annemi görmeye gittim. Beraber kahvaltı ettik, hafta içimin nasıl geçtiğini anlattım.
2. Bebek Kahvesi'nde adaçayı, elma çayı, ıhlamur, ne ot bulursam içtim. Sonra da Beşiktaş'a kadar sahilden tıngır mıngır geldim.

Oh bee! Bahar geldi şehrime. Şimdi evdeyim. Biraz televizyon seyredip ayaklarımı dinlendireceğim

Bu arada merakımın konusu: Bebek-Beşiktaş arası kaç kilometre?

3 Nisan 2010 Cumartesi

Gün altmış altı: Serseri Mayın



Bir temizlik günüme daha hoş geldiniz. Sabah yedide uyandım, her tarafı topladım. Elektrik süpürgesini çalıştırmak için de daha insani bir saati bekledim. İşte ben. Gördüğünüz gibi yine siyah elbisem ve tozlanmaz çoraplarımla =)

Ev, bulaşık, çamaşır işleri bitsin, Ferzan Özpetek'in Serseri Mayınlar filmini izlemek için Kanyon'a koşacağım. Çok güzelmiş, ama ağlatırmış da.

2 Nisan 2010 Cuma

Gün altmış altı: Pentilog'dayım



Tam giyindim, hazırlandım, bu güzel havada dışarı çıkmaya karar verdim ki, bir baktım geçenlerde haberini aldığım, Hazal Yılmaz'ın sorularına cevap verdiğim Pentilog çıkmış.

Hemen dergiye açıp baktım. Konulara, yerleşime, tarzına, yazılara bayıldım. Siz de hemen bakın derim, modayı bir de onlardan öğrenin!

P.S: Bu arada soket çoraplarım geldi. Artık bahar çekimlerini başlıyoruz.

1 Nisan 2010 Perşembe

Gün altmış beş: Ne yapsak?




Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi'nde Zeynep Tanbay Dans Projesi – Araz varmış. Leblon ikinci yaşını kendi mekanında kutlayacakmış. 7 Pink Floydlar ve 2 Prenses Babylon'daymış. Erdem Akakçe, Mask Live Music Club'da sahne alacakmış.

Bugün çok program varmış, çorap delisi ne yapsaymış? Öneriler, programlar, fikirler sizden gelsin!!!